Sarıkaya Masaj Salonu Selin Hanım

Sarıkaya Masaj Salonu Selin Hanım

Doğal olarak süre iyi Sarıkaya Masaj Salonu ilerlediğini anlamamıştı Mine. Saatin ona yaklaştığını öğrenince şaşırmıştı, bu kadar duracağını hiç
tahmin etmiyordu. Acaba kalksa mı diye düşünürken, Hakan Mine’ye yaklaşmakta olan yaz hakkındaki sorular sordu.
“Kaç senedir Bodrum’a da gelmiyorsun. İskender’in Gümüşlük’te yaptığı kulübü görmen lazım.
Geçen yıl çok eğlendik. Bu yıl birlikte bir plan yapmalıyız.”
“Evet, İskender bahsetti birazcık. Naturel gelmek isterim fakat programımı ayarlamam lazım. Bodrum’a
iyi mi âşığım bir bilsen fakat kaç senedir gelemiyorum.”
“E o zaman bir fırsat yaratmalısın.”
Ece söze karıştı,
“aslına bakarsak bir iş bahanesi yarat, takıl Bodrum’da. Sen gelmeyeli Tavşan Adası’nda arkeolojik kazı
var. Ne güzel oradan denize giriyorduk. Şimdi pek izin vermiyorlar. Gel de sen bir yolunu bulursun
oraya girmek için.”
Mine gülümseyerek yanıt verdi.
“Haa, benim için değil, adaya vize almak için istiyorsunuz.” İskender derhal atladı.
“Oradaki kazılar birazcık da senin yüzünden başladı. Gel de bir an önce turizme açsınlar çoğumuz de şöyle
para kazanalım.”

Sarıkaya Masaj Salonu

hakkaten de seneler önce İskender’le beraber dört beş fert Bodrum’da dinlence yaparlarken
Gümüşlük, Tavşan Adası’nda bir şey keşfetmişti Mine. Önceden de Gümüşlük’e geliyorlardı ama genel anlamda akşamüstleri veya geceleri, fakat denize oradan girmiyorlardı. O gün tüm gün
Gümüşlükleydiler ve denize gitmek için Tavşan Adası’na çıkmışlardı. Normalde zamanı yerler meraklı olan Mine öncesinde nedense o adaya çok kısa idame eden bir ziyaret yapmıştı bir tek. Dikkatini
verememişti. Adaya denizden yürüdükleri o averaj yüz elli metrelik yolda, her ne kadar ayaklarında
terlik de olsa Ece’nin ayağına denizkestanesi batmıştı ve bunun üzerine hepimiz daha yavaş ve daha
dikkatli yürümeye başlamıştı. Gümüşlük’ün en kötü tarafı suyun dibindeki uzun yosunlar ve kaya
diplerindeki denizkestaneleri olmuştu hep. Ama bir açılınca da su öyle berraklaşır öyle güzelleşirmiş
ki insanlara, bölgenin adını suyun bu parlak yansımalarından aldığı söylenirmiş.
Adaya çıkıp, yüzlerini karşılarındaki kilise batığına ve sevinç döndüklerinde geride bıraktıkları su
içindeki patika yolu unutmuşlardı, oradaki bazı iri kayalara havlular serilip, uzanıp kendilerini
Ege’nin kızgın güneşine bıraktıkları vakit keyifleri yine yerine gelmişti.